YAŞAYAN MİRAS VE KÜLTÜREL ETKİNLİKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Sümmani (1860 – 1915)

1860 Narman’ın Samikale köyünde doğdu. Asıl adı Hüseyin’dir. Küçük yaşlarda aşıklık geleneğini öğrenmeye başladı. Yaklaşık 11 yaşında Erzurum’a giderek aşıklar çevresine girdi. Hodlu Şamili gibi birçok aşıktan etkilenmesine karşın, Sümmani’nin yetişmesinde dönemin ünlü aşığı Erbabi’nin katkısı farklıdır. Dönemin bir diğer önemli aşığı olan Aşık Şenlik’le atışıp söyleşmiş olan Sümmani, kendisinden yaşça büyük olmasına karşın Aşık Ruhsati’yi de etkilemiştir. Bugün, özellikle Doğu Anadolu’da yaygın olan ve Sümmani tarafından söylendiği için de “Sümmani Ağzı” olarak bilinen ezgi, 11’lik türkülerde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Söylenceye göre, genç yaşta Bedehşan şehri hakimi Abbas Han’ın kızı Gülperiyi rüyasında görerek onu aramak için yollara düşmüştür. Yıllarca sevdiğini bulmak için diyar diyar dolaşmış ve kavuşmalarının olanaksızlığını anlayınca köyüne dönmüştür. Sümmani 1915 yılında köyünde ölmüş ve orada toprağa verilmiştir.

 

Yol ver ulu dağlar aşam belinden

Şimdi bekler kömür gözlü yar beni

Ne çekerim ayrılığın elinden

Korkarım öldürür ah u zar beni

 

Dünyada bulmadım gönüle mekan

Nerde bir gül bitse etrafı diken

Yar o baht bende bu ah var iken

Hasret mahpus eder kara yer beni

 

Vay desinler ateşim yok közüm yok

Dahi yare yalvaracak yüzüm yok

Yokladım kendimi bir kem sözüm yok

Yara şekva etmiş ruzigar beni

 

Sümmani’yim kendi kendim ohladım

Şadırvan suyunda yattım yuhladım

Yarin küçük defterini yokladım

Yazmış defterine ihtiyar beni

                Sümmani