YAŞAYAN MİRAS VE KÜLTÜREL ETKİNLİKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Fıkralar

Yaşamsal olaylardan hareketle anlatılan, anlatılanlardan bir sonuç çıkarma, ders verme amacında olan, nükte, hiciv, mizah unsuru barındıran kısa, özgün halk anlatılarıdır. Türk fıkra geleneği, kahramanları belirli halk tipleri olan (Nasrettin Hoca, İncili Çavuş, Bekri Mustafa v.b.) ve kahramanları belirsiz olan; “Adamın biri”, “Lazın biri”, gibi sözlerle başlayan (Laz fıkraları, Temel fıkraları, Bektaşi fıkraları, Gelin-Kaynana fıkraları v.b.) fıkralar olarak iki ana gruba ayrılır.

Fıkra Örnekleri:

“Hocaya sormuşlar;

— Hocam, bir rivayete göre Çaylak denilen hayvan altı ay erkek olurmuş, altı ay ise dişi; doğru mudur?

— Valla, demiş, bu suale hakkıyla cevap verebilmek için bir yıl çaylak olmak gerek!”

“Hoca'ya sormuşlar:

— Evlendiğinde kaç yaşındaydın?

— Ne bileyim, demiş, o zamanlar aklım başımda mıydı sanki.”

"Bektaşi'nin biri her gün kasabada 'Her şey Allah'tan', 'Her şey Allah'tan' diye mırıldanarak dolaşır dururmuş. Bir gün kasabanın serseri delikanlılarından biri yine böyle mırıldanarak dolaşmakta olan Bektaşi'ye arkasından sessizce yaklaşmış, ensesine okkalı bir şaplak atmış. Canı fena halde yanan Bektaşi'nin pür hiddet dönüp kendisine ters ters baktığını görünce;

- Öyle ne bakıyorsun baba erenler demiş, hani her şey Allah'tandı.

- Tabii demiş Bektaşi, her şey Allah'tan da ben hangi deyyusu aracı ettiğine bakıyorum."

1884 tarihli "The Turkish Jester by Hoca Nasreddin" kitabının kapağının Türkçe tıpkıbasımı